– [Eğitmen] RNA, DNA ile kıyaslandığında hareketli, daha kısa ömürlü ve yapısal ve kimyasal açıdan daha az stabil bir moleküldür. RNA’da bulunan beş karbonlu şeker ribozu ikinci karbonda hidroksil grubu içerir. Deoksiribozda ise tek hidrojen bulunur. Hidroksil grubundaki hidrojen basit solüsyonlara çözülmeye karşı duyarlıdır. Bu tür durumlarda geride kalan negatif yüklü oksijen fosfat şeker bağını koparabilir. Buna ek olarak RNA genellikle tek dizilidir bu da onu çift sarmallı DNA ile kıyaslandığında yapısal açıdan daha az stabil yapar. RNA molekülleri DNA moleküllerinden çok daha kısa olduğundan uçları bozulmaya daha meyillidir. Dış faktörler RNA’nın stabil olup olmayışını etkileyebilir. Örneğin, sitoplazmada nükleik asitleri kesen RNase enzimleri aktif olarak aktarılmayan RNA’ları parçalar. RNA birleştirici proteinler olarak bilinen diğer proteinler belli RNA nükleotit sekanslarını tanıyıp onlara bağlanarak stabil olma durumunda belirleyici rol oynar. Mesajcı RNA, AU-zengin elemanlardan türer, genellikle AUUUA kopyalarından oluşur ve bunların üç ana çevrilmemiş bölgesinde yani UTR’sinde türeyerek farklı sınıflardan ve karşıt işlevleri olan RNA bağlayıcı proteinleri toplar. Bu proteinlerin bazıları mRNA’nın stabil oluşunu destekler ve üç ana UTR’ye bağlıyken protein dönüşümünü arttırır. Diğer proteinler ise dönüşümün dengesini bozarak daha hızlı bir şekilde çözülmesine sebep olur. Bu yüzden RNA moleküllerinin dönüşüme hazır olma süresi birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir.