– [Anlatıcı] Mimaride bir kemerin merkezindeki taşa kenet taşı denir. Bu taş, yapıdaki diğer bütün taşları yerinde tutar. Kenet taşını yerinden çekerseniz bütün yapı çöker. Kenet taşı niteliği taşıyan bir canlı türü de, ekolojik topluluğun yapısında aynı işlevi görür, toplulukta bulunan diğer türlerin sayısını ve çeşidini çoğu zaman avlanma faaliyetiyle o belirler. Bu canlılar, topluluğun yapısında topluluk içindeki sayılarıyla kıyaslanamayacak kadar büyük rol oynarlar. Kenet taşı niteliğindeki canlıyı çıkarırsanız mevcut topluluk yapısı da çöker ve topluluğu oluşturan canlı türlerinin bileşimi kökten değişir. Deniz samurları böyle bir türdür ve Pasifik kıyılarındaki kelp ormanlarının oluşturduğu ekosistemi onlar ayakta tutar. Bu samurların büyük miktarlarda tükettiği deniz kestaneleri, kelpleri yiyerek yaşar. Deniz samurları bunları avlamasa deniz kestanesi popülasyonunda meydana gelen büyük artış kelp ormanlarını yok eder. Yaşamı kelp ormanlarına bağımlı olan diğer türlerin, örneğin balık, yengeç ve midye türlerinin de yok olmasıyla geriye ancak bir kestane çölü kalır. Bir topluluğun biyolojik çeşitliliği, içinde bulunan türlerin zengin ve birbiriyle orantılı olmasına bağlıdır. Deniz samurları biyolojik çeşitliliğin garantisidir ve bunu, kestane popülasyonunu denetim altında tutarak sağlarlar. Kelp ormanının oluşturduğu yaşam ortamında başka hiçbir hayvan, deniz samurunun yerini tutamaz. Dolayısıyla, deniz samurunun avladığı çeşitli türler, örneğin yengeçler, deniz yıldızları ve midyeler de deniz samurunun kestaneleri avlamasına bağımlıdır, çünkü yaşam ortamları, dolayısıyla varlıkları ancak öyle korunur.