– [Anlatıcı] Gregor Mendel, monohibrit çaprazlama uyguladığı bezelyeleri tekil özelliklerine göre ayırmıştı, örneğin kabuklarının rengi gibi. Yalnızca bir bezelyeden gelen fenotipin F1 kuşağı denen ilk yavru kuşağında kaybolduğunu, sonra ikinci yavru kuşağı olan F2 kuşağında yeniden belirdiğini gördü. Bu durum, bir fenotipin ötekine baskın olduğunu gösteriyordu. Baskın fenotipli yavrular F2 kuşağının ‘ini oluştururken, çekinik fenotipler ‘i oluşturmaktaydı. Bu deneyleri sonucunda Mendel her özelliği bir kuşaktan diğerine taşıyan bir çift parçacık olduğu sonucuna vardı. Günümüzde bunlar gen olarak bilinir. Mendel, kalıtımın temelini oluşturan kilit kavramlardan birini Ayrılma Yasası’yla açıklamıştı. Buna göre her diploit organizmada her genden iki kopya bulunur. Bunlara alel denir ve mayoz bölünme sırasında gametler halinde rastgele ayrılırlar. Dolayısıyla bir organizmanın üremesinde bütün yavrular ana babanın her birinden bir alel alır. Ayrılma rastgele gerçekleştiği için heterozigot, yani iki ayrı alel taşıyan ana babanın yavruya baskın veya çekinik gen verme şansı eşittir. İki heterozigot arasındaki çaprazlamada gözlemlenen 1/3 fenotip oranı Ayrılma Yasası’nı ortaya koyar. Yavruların ‘i homozigot-baskın gen taşıyarak baskın fenotipi sergileyecektir. ‘si heterozigot olur ve yine baskın fenotipi gösterir. Kalan de homozigot-çekinik olarak çekinik fenotipi gösterecektir.