– [Anlatıcı] Zarlar, fosfolipit, protein ve karbonhidratların, seçici geçirgen sınırlar ile iç bölümler oluşturmasıyla ortaya çıkan ve temel olarak bir hücreyi çevreleyen dinamik tabakalardır. Bu bileşenlerden fosfolipitler, yaklaşık yedi nanometre kalınlığında olup sürekli çift katman hâlinde, kendiliğinden düzenlenen polar moleküllerdir. Çift fosfolipit katmanı – 7 nanometre Hidrofilik, yani suyu seven kutup uçları, hücrenin dışına ve içine doğru bakar. Hidrofob, yani sudan korkan ve polar olmayan kuyruklar ise suya maruz kalmamak için ortada sıralanır. Fosfolipitler, temel yapıyı sağlarken, işlevsel özelliklere çoğunlukla katkıda bulunan şey, diğer bileşenlerin, yani zardaki protein ve karbonhidratların katılımıdır. Hücrenin ihtiyaçlarına bağlı olarak, bazı proteinler hücre ortamında sinyalleri iletmek için reseptör olarak işlev görür. Örneğin, bir hücre yüzeyi reseptörü, hücre dışı alanda bir sinyali bağlayarak hücre içi sinyalleri üretir. Diğerleri ise, farklı molekül türlerinin geçişine olanak sağlamak üzere taşıyıcı olarak bağlanır. Ek proteinler, hücre iskeletini, hücre dışı matrikse veya bitişik hücrelere bağlayan yapısal bağlantılar olarak işlev görebilir. Son olarak, karbonhidratlar ya glikolipit oluşturan fosfolipitlere ya da glikoprotein oluşturan zarlardaki proteinlere bağlanır. Her ikisi de hücrelerin birbirlerini tanımasına izin vermek ya da hormonlar veya nörotransmiterleri bağlamak gibi önemli işlevlere hizmet eder.