8.3:

RNA Stabilitesi

JoVE Core
Biologia Molecular
É necessária uma assinatura da JoVE para visualizar este conteúdo.  Faça login ou comece sua avaliação gratuita.
JoVE Core Biologia Molecular
RNA Stability

9,743 Views

01:53 min

November 23, 2020

Bozulmamış DNA zincirleri fosillerde bulunabilirken, bilim adamları bazen RNA'yı laboratuvar koşullarında sağlam tutmak için mücadele ederler. RNA ve DNA arasındaki yapısal farklılıklar, kararlılık ve uzun ömürlülüklerindeki farklılıkların temelini oluşturur. DNA çift sarmallı olduğu için, doğası gereği daha kararlıdır. RNA'nın tek sarmallı yapısı daha az kararlıdır ancak aynı zamanda daha esnektir ve zayıf iç bağlar oluşturabilir. Ek olarak, hücredeki çoğu RNA nispeten kısadır, DNA 250 milyon nükleotid uzunluğunda olabilir. RNA, riboz şekerinin ikinci karbonunda bir hidroksil grubuna sahiptir ve bu da şeker-fosfat omurgasının kırılma olasılığını artırır.

Hücre, hem uzun ömürlülüğünü hem de kullanılabilirliğini düzenleyerek, RNA'nın kararsızlığından yararlanabilir. Daha stabil mRNA'lar, daha az stabil mRNA transkriptlerine göre daha uzun bir süre boyunca translasyon için mevcut olacaktır. Hücrelerdeki RNA bağlayıcı proteinler (RBP'ler), RNA stabilitesinin düzenlenmesinde anahtar rol oynar. RBP'ler mRNA'ların 3’ çevrilmemiş bölgesinde (UTR) belirli bir diziye (AUUUA) bağlanabilir. İlginç bir şekilde, AUUUA tekrarlarının sayısı, RBP'leri belirli bir şekilde görevlendiriyor gibi görünmektedir: daha az tekrar, stabilize edici RBP'leri görevlendirir. Birkaç, üst üste binen tekrarlar, dengesizleşen RBP'lerin bağlanmasıyla sonuçlanır. Tüm hücrelerde, RNA'ları parçalayan RNaz adı verilen enzimler bulunur. Tipik olarak, 5 ’ başlık ve poliA kuyruğu, hücrenin artık transkripte ihtiyacı kalmayana kadar ökaryotik mRNA'yı bozulmadan korur.

Epitranscriptomiklerle ilgili ortaya çıkan araştırma, düzenleyici mRNA değişikliklerini tanımlamayı amaçlamaktadır. Son zamanlarda, bilim adamları mRNA stabilitesinde metilasyon için önemli bir rol keşfettiler. Adenosin rezidülerinin metilasyonunun (m 6 A) mRNA translasyonunu ve degradasyonunu arttırdığı görülmektedir. m 6 A ayrıca stres yanıtlarında, nükleer ihraçta ve mRNA olgunlaşmasında da rollere sahiptir. Modifiye edilmiş bir urasil rezidüsünün, psödouridin varlığının da RNA regülasyonunda önemli bir rol oynadığı görülmektedir.